Danıştay Milli Eğitim Uzmanlığı Yönetmeliği’nin bazı maddelerine karşı açılan davayı sonuçlandırdı

Bir sendika, 30/03/2012 tarihli ve 28249 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Milli Eğitim Uzmanlığı Yönetmeliği’nin bazı maddelerinin iptali için dava açmıştı.

Ancak, aleyhte verilen karar nedeniyle Sendika, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu(İDDK)’nda temyiz yoluna başvurmuştu.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu(İDDK), Milli Eğitim Uzmanlığı Yönetmeliği’nin bazı maddelerinin iptali için açılan davada, Sendikanın istemini reddeden Danıştay 12. Dairesinin kararını onadı.

Sendika, 30/03/2012 tarih ve 28249 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Milli Eğitim Uzmanlığı Yönetmeliği’nin 5. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinde yer alan “Son başvuru tarihi itibarıyla geçerlik süresi dolmamış KPSS’den, yarışma sınavı duyurusunda belirtilen puan türlerine göre asgari puanı almış olmak” ibaresinin, (ç) bendinde yer alan “Sınav tarihi itibarıyla otuz beş yaşını doldurmamış olmak” ibaresinin ve 6. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Yarışma sınavı, yazılı ve sözlü veya yalnızca sözlü sınavdan oluşur.” ibaresinin iptali istemiyle dava açmıştı.

Danıştay 12. Dairesi Sendikanın istemini, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun Ek 41. maddesinin 3. fıkrasında yer alan, uzman yardımcılarının mesleğe özel yarışma sınavı ile alınacağı ve uzman yardımcılığı giriş sınavının merkezi sınav sonuçlarına göre; yazılı ve sözlü sınav veya yalnızca sözlü sınavdan oluşacağı yönündeki hükme uygun olarak hazırlanan dava konusu Yönetmelik ve Kılavuz hükümlerinde üst normlara ve hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddetmişti.

Sendika iddiasında, dava konusu Yönetmeliğin dayanağı olan 652 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 40. maddesinde uzman yardımcılığına atanabilmek için aranılan şartların sayıldığı, bu şartlar arasında KPSS puanının gerekliliğinden söz edilmediği, öğretmenliğe atanabilmek için kırk yaş şartı aranırken, uzman yardımcılığına atanabilmek için otuz beş yaş şartı aranmasının hangi gerekçeye dayandığının anlaşılamadığı, üst hukuk normlarında bu yönde bir kısıtlama bulunmadığı, Bakanlığa yarışma sınavının nasıl yapılacağı konusunda sınırsız bir takdir yetkisi verildiği, hukuki güvenlik ilkesi gereği adayların sınav duyurusu yapılmadan sınavın şeklini bilmeleri gerektiği, sadece sözlü sınavdan oluşacak yarışma sınavının objektifliğinin tartışmalı olduğu ileri sürülmüştü.

Davalı idare tarafından, savunma yapılmayan yargılama sürecinde, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu(İDDK), temyizen incelenen kararı, usul ve hukuka uygun bulup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddiaları, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görmeyerek, Danıştay Onikinci Dairesinin temyize konu 17/12/2020 tarih ve E:2019/2070, K:2020/4392 sayılı kararını onamıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir